an inhabitant of a city; a townsman

listen to the pronunciation of an inhabitant of a city; a townsman
English - Turkish

Definition of an inhabitant of a city; a townsman in English Turkish dictionary

citizen
vatandaş

Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek. - He'll be granted American citizenship.

Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız. - We are free citizens with the right of vote.

citizen
{i} yurttaş
citizen
{i} hemşehri
citizen
{i} hemşeri
citizen
{i} sakin

Ben de bir Tokyo sakiniyim. - I am also a citizen of Tokyo.

Ben Chiba sakiniyim ama Tokyo'da çalışıyorum. - I am a citizen of Chiba, but work in Tokyo.

citizen
tabiiyet
citizen
citizenship vatandaşlık
citizen
{i} sivil kimse
citizen
naturalized citizen bir devletin uyruğuna sonradan giren
citizen
{i} uyruk, tebaa
citizen
{i} uyruk
citizen
citizenry bütün vatandaşlar
citizen
native citizen bir devletin uyruğu olarak doğmuş vatandaş
citizen
{i} ikamet eden kimse
citizen
şehirli kimse
English - English
citizen
an inhabitant of a city; a townsman
Favorites