an impossibility

listen to the pronunciation of an impossibility
English - Turkish

Definition of an impossibility in English Turkish dictionary

impossible
{s} olanaksız

O, onun ne söylediğini anlamayı olanaksız buldu. - She found it impossible to understand what he was saying.

Bu görevi tamamlamak benim için olanaksız. - This task is impossible for me to accomplish.

impossible
{s} olmaz
impossible
{s} imkânsız

Onun sorularını anlamak imkânsızdı. - It was impossible to understand his questions.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

impossibility
imkânsızlık

Bugün ütopya gerçekleşebilir bir imkansızlık anlamına geliyor. - Utopia today means a realisable impossibility.

impossibility
olanaksızlık
impossibility
(Tıp) imposibilite
impossible
muhal
impossible
elvermemek
impossible
cık
impossible
(Tıp) imposibl
impossibility
çıkmaz yol
impossible
dayanılmaz
impossible
Nâmümkün
impossibility
çekilmezlik/imkansızlık
impossibility
{i} imkânsız şey
impossibility
imtina
impossible
{s} çekilmez
impossible
inanılmayacak kadar
impossible
olanaksız biçimde
impossible
{s} katlanılmaz
impossible
olamaz
an impossibility

    Hyphenation

    an im·pos·si·bi·li·ty

    Turkish pronunciation

    ın împôsîbîlîti

    Pronunciation

    /ən əmˌpôsəˈbələtē/ /ən ɪmˌpɔːsɪˈbɪlɪtiː/
Favorites