English - Turkish
Definition of an entryway or gate in English Turkish dictionary
- port
- liman
Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
-The storm will make it impossible for the ship to leave port.
Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
-Hundreds of ships left American ports.
- port
- {i} iskele tarafı
- port
- {i} duruş
- port
- i., den
- port
- (Tekstil) açıklık ( aralık-ara )
- port
- {i} lomboz
- port
- {i} kale duvarındaki delik
- port
- (Bilgisayar) bağlantı noktası
- port
- hal
Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
-This portion of the library is off-limits to the public.
Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
-The storm will make it impossible for the ship to leave port.
- port
- açıklık
- port
- geminin iskele tarafı
- port
- gaz
- port
- doğal durum
- port
- {i} geminin sol tarafı
- port
- (Denizcilik) İskele, geminin sol tarafı
- port
- {i} tavır
- port
- liman kenti
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
-Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
- port
- (İnşaat) delik, geçiş kanalı
- port
- liman,port
Related Terms
English - English
Definition of an entryway or gate in English English dictionary
- port
And from their ivory port the Cherubim,/Forth issuing at the accustomed hour, — Milton, Paradise Lost (1667), book IV.
an entryway or gate
Hyphenation
an en·try·way or gateTurkish pronunciation
ın entriwey ır geytPronunciation
/ən ˈentrēwā ər ˈgāt/ /ən ˈɛntriːweɪ ɜr ˈɡeɪt/
Resimler
History
Favorites