Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
- Lions surrounded Tom on all sides.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.
- He was surrounded by the crowd.
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
- I see that I am surrounded by hostile faces.
Brown etrafının çevrildiğini gördü.
- Brown saw that he was surrounded.
Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.
- An old man sat surrounded by his grandchildren.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
- He soon got used to the new surroundings.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.