English - Turkish
Definition of an act of joining or adjoining things in English Turkish dictionary
- junction
- kavşak
Kavşaktan sonra otoyola git.
-After the junction take the motorway.
Kaza bu kavşakta oldu.
-The accident happened at this junction.
- junction
- bitişilen yer
- junction
- bitiştirme
- junction
- bağlama
- junction
- (Pisikoloji, Ruhbilim) kesişme
- junction
- bitişme yeri
- junction
- kesişim noktası
- junction
- kesişme noktası
- junction
- (İnşaat) buluşma noktası
- junction
- eklem
- junction
- iki demir yolunun birleştiğijunction box elek
- junction
- {i} bitişme, birleşme
- junction
- {i} birleşme yeri, kavşak
- junction
- (isim) kavşak, birleşme yeri, bağlantı noktası, dörtyol ağzı
- junction
- (Nükleer Bilimler) birleşme noktası,jonksion
- junction
- kutu
- junction
- {i} bağlantı noktası
- junction
- elektrik tellerinin birleştiği noktada bulunan kutu
- junction
- bağlantı kutusu
- junction
- bitişme
Related Terms
English - English
Definition of an act of joining or adjoining things in English English dictionary
- junction
- Adjunction
an act of joining or adjoining things
Hyphenation
an act of joining or ad·join·ing thingsTurkish pronunciation
ın äkt ıv coynîng ır ıcoynîng thîngzPronunciation
/ən ˈakt əv ˈʤoinəɴɢ ər əˈʤoinəɴɢ ˈᴛʜəɴɢz/ /ən ˈækt əv ˈʤɔɪnɪŋ ɜr əˈʤɔɪnɪŋ ˈθɪŋz/
Resimler
Favorites