Onun iş ilişkileri iyi durumda.
- His business affairs are in good shape.
O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
- It was a one-sided love affair.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Öldüğün zaman, senin işlerine ben bakacağım.
- I'll look after your affairs when you are dead.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı.
- There was an air of mystery about the whole affair.
Onun mesele ile ilgisi olmadığını anlıyor musun?
- Do you think she has nothing to do with the affair?
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
İş hakkında konuşmak ister misin?
- Do you want to talk about the affair?
Bu konu ile bir ilgim yok.
- I have nothing to do with the affair.
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.
Yeni bir sorun polis yönetimini tahrik ediyor.
- A new affair is agitating the police administration.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.
- You have no right to interfere in other people's affairs.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
Sami'nin online bir aşk ilişkisi vardı.
- Sami had a love affair online.
O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
- It was a one-sided love affair.
He used a hook-shaped affair with a long handle to unlock the car.
a difficult affair to manage.
an affair of love, i. e., an intrigue.
Tow and Jane had a long and complex affair but they never got married.