advanced in age or years, old, ancient

listen to the pronunciation of advanced in age or years, old, ancient
English - Turkish

Definition of advanced in age or years, old, ancient in English Turkish dictionary

agency
acenta

Ben bir seyahat acentası için çalışıyorum. - I work for a travel agency.

Bir seyahat acentasına soracağız. - We will ask at a travel agency.

agency
tecimyerlik
aged
çok yaşlı
aged
ihtiyar
aged
{f} yaşlan

Endişeler onu hızla yaşlandırdı. - Worries aged him rapidly.

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

agency
acentelik
aged
Eskimiş, eskitilmiş
aged
{s} (ey'cîd) yıllanmış; eski
aged
{s} (eycd) yaşında: a girl aged four dört yaşında bir kız
aged
(sıfat) yaşında, yaşlı, ihtiyar, yıllanmış, kocamış
aged
{s} yaşında

O, on yedi yaşındadır. - She is aged seventeen.

Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü. - Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.

aged
{s} (ey'cîd) yaşlı, ihtiyar
aged
{s} kocamış
aged
{s} yıllanmış
aged
yıllanmış/yaşça/yaşlı
agency
(Askeri) MAKAM, BÜRO, DAİRE: Hava karargahında, bir üst adına veya yerine iş görme yetkisi verilmiş büro veya teşkil
agency
acentelik,temsilci
agency
(isim) ajans, acenta, aracılık, organ, vasıta
English - English
{a} agency
{a} aged
advanced in age or years, old, ancient
Favorites