Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
 - He had plenty of money for his trip.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
 - The troops had plenty of arms.
Pek çok insana danıştık.
 - We consulted plenty of people.
Kalan pek çok şey var.
 - There's plenty of stuff left.
Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin!
 - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!
Masada bol miktarda taze yumurta var.
 - There are plenty of fresh eggs on the table.
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
 - This typewriter has seen plenty of use.
Tüm soruları cevaplamak için çok fazla zamanınız olduğu için gergin olmayın.
 - Don't get so nervous there is a plenty of time to answer all the questions.
Çok fazla zamanımız var.
 - We have plenty of time.