Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
 - He had plenty of money for his trip.
Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin!
 - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!
O, muhtemelen pek çok.
 - That's probably plenty.
Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim.
 - As a new father, I gave my first child plenty of books.
Bu yıl bol yağmur vardı.
 - We have had plenty of rain this year.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
 - The troops had plenty of arms.
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
 - This typewriter has seen plenty of use.
Tüm soruları cevaplamak için çok fazla zamanınız olduğu için gergin olmayın.
 - Don't get so nervous there is a plenty of time to answer all the questions.
Bunlardan çok daha fazlası vardır.
 - There are plenty more of those.