Anne pastayı üç parçaya böldü.
 - Mother divided the cake into three parts.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
 - This factory manufactures automobile parts.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
 - I visited many parts of England.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
 - They could not agree on some parts of it.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
 - Both parties opposed war.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
 - I intend to take my position as a third party.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
 - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
 - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
 - After the birth of your child, you should make your work part-time.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Tom zaten görevini yaptı.
 - Tom has already done his part.
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
 - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
 - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
 - I will love you for better for worse till death us do part.
O, evinden ayrılmak istemedi.
 - He didn't want to part with his house.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
 - No one was in a hurry to leave the party.