English - Turkish
Definition of a term to describe something which is not of an urban centre in English Turkish dictionary
- rural
- köy hayatına ait
- rural
- (Ticaret) bölgesel
- rural
- çiftçilikle ilgili
- rural
- kırsal
Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.
-Nick looks down on anyone who comes from a rural area.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
-This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
- rural
- ruralist köy veya kır hayatı yaşayan kimse
- rural
- {s} kırsal, köye ait
- rural
- {s} çiftçilik ile ilgili
- rural
- {s} köy yaşamına ait
- rural
- {s} tarımsal
- rural
- zirai
- rural
- kır hayatını tavsiye eden kimse
- rural
- {s} köy
Japon kırsal köylerinin çok değiştiği söylenir.
-It is said that Japanese rural villages had changed a lot.
Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.
-The rural exodus depopulated entire villages in this region of Germany.
Related Terms
English - English
Definition of a term to describe something which is not of an urban centre in English English dictionary
- rural
- A term to describe something which is not of an urban center
- rural
Related Terms
a term to describe something which is not of an urban centre
Hyphenation
a term to de·scribe some·thing which I·s not of an ur·ban cen·treTurkish pronunciation
ı tırm tı dîskrayb sʌmthîng hwîç îz nät ıv ın ırbın sentırPronunciation
/ə ˈtərm tə dəˈskrīb ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈhwəʧ əz ˈnät əv ən ˈərbən ˈsentər/ /ə ˈtɜrm tə dɪˈskraɪb ˈsʌmθɪŋ ˈhwɪʧ ɪz ˈnɑːt əv ən ˈɜrbən ˈsɛntɜr/
Resimler
Favorites