a struggle; a contest; as, the battle of life

listen to the pronunciation of a struggle; a contest; as, the battle of life
English - Turkish

Definition of a struggle; a contest; as, the battle of life in English Turkish dictionary

battle
{i} savaş

Müttefikler bazen savaştan kaçınamadı. - Sometimes the Allies could not avoid battle.

Savaş alanında defalarca kefeni yırttı. - He cheated death many times on the battlefield.

battle
savaş,v.savaş: n.savaş
battle
{i} dalaş
battle
herhangi bir kampanyada kullan
battle
teber
battle
{i} mücadele, büyük uğraş
battle
battle cruiser ağır kruvazör
battle
battle cenk baltası
battle
(Askeri) MEYDAN MUHAREBESİ, MUHAREBE: Taraflardan birinin veya her ikisinin kati sonuç aradığı, genel ve devamlı bir savaş
battle
battle array harp safı
battle
savaşa katılmak
battle
battle cry savaş narası
battle
savaşmak
battle
mücadele

Oğlan ciddi bir hastalıkla mücadele etti. - The boy battled against a serious illness.

Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz. - We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.

battle
çarpışma

Sen bütün çarpışmaları kazanabilirsin ama savaşı kaybedebilirsin. - You can win all the battles yet lose the war.

battle
mücadele etmek
battle
savaşım

Ben kendi savaşımı veriyorum. - I fight my own battles.

battle
(isim) savaş, mücâdele, dalaş, çatışma
battle
(fiil) savaşmak, mücâdele etmek
English - English
battle
a struggle; a contest; as, the battle of life
Favorites