Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
- His story excited everyone's curiosity.
Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.
- He has always had a great curiosity about the world.
Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
Tom'un nerede olduğunu merak etmekten başka yapabileceğim bir şey yok.
- I can't help but wonder where Tom is.