English - Turkish
Definition of a source of illumination in English Turkish dictionary
- light
- ateş
Sigaran ve ateşin var mı?
-Have you got a cigarette and a light?
Tom tüm kibriti tüketti bu yüzden ateşi yakamadı.
-Tom ran out of matches so he couldn't light the fire.
- light
- fayrap etmek
- light
- açık renk
- light
- (Dilbilim) hafif vurgulu
- light
- çırağ
- source of illumination
- ışık kaynağı
- illuminant
- aydınlatıcı
- light
- anlaşılma
- a source of
- Bir kaynak
- light
- ışık
Onun yüzünü loş bir ışıkta gördüm.
-I saw his face in the dim light.
Lütfen gittiğinizde ışıkları kapatınız.
-Please turn out the lights when you leave.
- illuminant
- {i} aydınlatan şey
- illuminant
- aydinlatici
- illuminant
- {i} lâmba
- illuminant
- parlak
- light
- {s} iyi mayalanmış
- light
- kolayca
- light
- ışık,v.yak: n.ışık
- light
- yola düzülmek
- light
- fazla yük olmadan
- light
- {f} ışımak
Related Terms
English - English
Definition of a source of illumination in English English dictionary
- light
- illuminant
- light source
- source of illumination
- any device serving as a source of visible electromagnetic radiation
Related Terms
a source of illumination
Hyphenation
a source of il·lu·mi·na·tionTurkish pronunciation
ı sôrs ıv îlumıneyşınPronunciation
/ə ˈsôrs əv əˌlo͞oməˈnāsʜən/ /ə ˈsɔːrs əv ɪˌluːməˈneɪʃən/
Resimler
History
Favorites