aydınlatıcı

listen to the pronunciation of aydınlatıcı
Turkish - English
enlightening

That was very enlightening. - O çok aydınlatıcıydı.

{s} illuminating

Their comments were illuminating. - Onların yorumları aydınlatıcıydı.

When I heard my teacher's illuminating explanation, it was as though I suddenly saw the light. - Ben öğretmenimin aydınlatıcı açıklamasını duyduğumda aniden ışık gördüm gibi oldu.

informative

The trip was very informative. - Bu gezi çok aydınlatıcı.

illuminant
illuminating; enlightening
illustrative
illuminative
enlightening, informative
elucidatory
stimulating
illuminator
irradiative
to enlighten
aydınlatıcı açıklama
enlightening explanation
aydınlatıcı ek
epexegesis
standart aydınlatıcı
standard illuminant
Turkish - Turkish
Bir sorunla ilgili gerekli bilgileri veren
AYDINLATICI
Bir sorunla ilgili gerekli bilgileri veren: "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır."- Anayasa
AYDINLATICI
Aydınlık verici
aydınlatıcı
Favorites