a small cosmetics case with a mirror; to be carried in a woman's purse

listen to the pronunciation of a small cosmetics case with a mirror; to be carried in a woman's purse
English - Turkish

Definition of a small cosmetics case with a mirror; to be carried in a woman's purse in English Turkish dictionary

compact
{s} sıkı

Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var. - Tom has a trash compactor.

compact
{i} pudralık
compact
aralıksız
compact
sözlü anlaşma
compact
pekiştirmek
compact
(Bilgisayar) sıkıştır

Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var. - Tom has a trash compactor.

compact
küçük otomobil
compact
sözleşme
compact
sık

Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var. - Tom has a trash compactor.

compact
antlaşma
compact
küçültülmüş
compact
(Mac) modüler olmayan
compact
{s} yoğun, kesif, sıkı, sık
compact
{s} öz
compact
kısa özlü
compact
ince taneli
compact
{s} kompakt

Kompakt çamaşır makineleri boyutlarından dolayı pahalıdır. - Compact washing machines are expensive for their size.

compact
kesif
compact
(Nükleer Bilimler) tıkız
English - English
compact
a small cosmetics case with a mirror; to be carried in a woman's purse
Favorites