İki tarafın da iyi niyetiyle, sorunumuzun üstesinden gelinebilir.
 - With a bit of good will on both sides, our problems should be able to be resolved.
Bu sorunu kesin olarak çözme zamanı.
 - It's time to resolve this question once and for all.
Yakında durumu çözebileceğini umuyorum.
 - I hope that you are able to resolve the situation soon.
Daha sıkı çalışmaya karar verdiler.
 - They resolved to work harder.
O, sigara içmeyi bırakmak için karar verdi.
 - He made a resolve to stop smoking.