a remedy for a particular disorder

listen to the pronunciation of a remedy for a particular disorder
English - Turkish

Definition of a remedy for a particular disorder in English Turkish dictionary

specific
özel

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı. - When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Amerikan futbolunda defansın belirli bir işi var. - In American football the defense has a specific job.

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var. - We have specific proof of your innocence.

specific
{s} spesifik

Daha spesifik olmak için sana ihtiyacım olacak. - I'm going to need you to be more specific.

Tom daha spesifik olmalı. - Tom needs to be more specific.

specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Tıp) özgün
specific
bir türe özgü
specific
kesin
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Keşke daha özel olabilsem. - I wish I could be more specific.

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç
specific
{s} fiz., kim. özgül
specific
özgü, belirli
English - English
specific
a remedy for a particular disorder

    Hyphenation

    a rem·e·dy for a par·ti·cu·lar dis·or·der

    Turkish pronunciation

    ı remıdi fôr ı pırtîkyılır dîsôrdır

    Pronunciation

    /ə ˈremədē ˈfôr ə pərˈtəkyələr dəsˈôrdər/ /ə ˈrɛmədiː ˈfɔːr ə pɜrˈtɪkjəlɜr dɪsˈɔːrdɜr/
Favorites