Beş çarpı iki ona eşittir.
 - Five times two equals ten.
Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
 - My heart beats fast each time I see her.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
 - I think it's time for me to say goodbye.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
 - There were no railroads in Japan at that time.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
 - They have lived here for a long time.
Oda uzun süredir boş.
 - The room has been empty for a long time.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
 - That castle was built in ancient times.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
 - I had a call from her for the first time in a long time.
Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.
 - He will be talking with his family at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
 - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you had a time machine.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
 - Some read books just to pass time.