Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
 - Music is an important part of my life.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
 - Mother divided the cake into three parts.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
 - I visited many parts of England.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
 - They debated other parts of the proposal.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
 - I intend to take my position as a third party.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
 - Tom admitted that it was partially his fault.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
 - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
 - I try to do my part to help the community.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
 - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
 - After ten years as business partners, they decided to part ways.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
 - The seats were reserved for the party.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
 - No one was in a hurry to leave the party.
O, evinden ayrılmak istemedi.
 - He didn't want to part with his house.