a player who plays many hands

listen to the pronunciation of a player who plays many hands
English - Turkish

Definition of a player who plays many hands in English Turkish dictionary

loose
{s} oynak

Aslında o oynak bir kadın. - Actually she is a loose woman.

loose
{s} gevşek

Meg'in ayakkabıları biraz gevşek. - Meg's shoes are a little loose.

O gevşek bir ceket giyiyor. - She's wearing a loose coat.

loose
{s} bol

Bu ceket üzerimde bol görünüyor. - This coat looks loose on me.

Bu bana biraz bol geliyor. - This is a bit too loose around my waist.

loose
{s} serbest

Köpekleri serbest bırakma. - Don't set the dogs loose.

O, köpeği bahçede serbest bıraktı. - He let the dog loose in the garden.

loose
salmak
loose
malın gözü
loose
kararsızlık
loose
serbestlik
loose
bağsız
loose
hoppa
loose
çözülmüş
loose
(sıfat) gevşek, oynak, bol, gevşemiş, serbest, açık, bağlanmamış (saç), yarım yamalak, ahlaksız, hafif
loose
{s} bol, dökümlü (giysi)
loose
kabaca
loose
sıkı ve bağlı olmayan
loose
yumuşak ishal olmuş
loose
{f} ateşlemek
loose
{s} yarım yamalak
loose
{f} atmak
loose
{f} serbest bırakmak
English - English
loose
a player who plays many hands

    Hyphenation

    a play·er who plays ma·ny hands

    Turkish pronunciation

    ı pleyır hu pleyz meni händz

    Pronunciation

    /ə ˈplāər ˈho͞o ˈplāz ˈmenē ˈhandz/ /ə ˈpleɪɜr ˈhuː ˈpleɪz ˈmɛniː ˈhændz/
Favorites