a player who plays many hands

listen to the pronunciation of a player who plays many hands
الإنجليزية - التركية

تعريف a player who plays many hands في الإنجليزية التركية القاموس.

loose
{s} oynak

Aslında o oynak bir kadın. - Actually she is a loose woman.

loose
{s} gevşek

Bu ayakkabılar biraz gevşek. - These shoes are a little loose.

Sözleşme oldukça gevşek. - The contract was rather loose.

loose
{s} bol

Tom bol giysiler giymeyi seviyor. - Tom likes to wear loose-fitting clothes.

Bu ceket üzerimde bol görünüyor. - This coat looks loose on me.

loose
{s} serbest

O, serbest bir hayat yaşadı. - He has led a loose life.

O, köpeği bahçede serbest bıraktı. - He let the dog loose in the yard.

loose
salmak
loose
malın gözü
loose
kararsızlık
loose
serbestlik
loose
bağsız
loose
hoppa
loose
çözülmüş
loose
(sıfat) gevşek, oynak, bol, gevşemiş, serbest, açık, bağlanmamış (saç), yarım yamalak, ahlaksız, hafif
loose
{s} bol, dökümlü (giysi)
loose
kabaca
loose
sıkı ve bağlı olmayan
loose
yumuşak ishal olmuş
loose
{f} ateşlemek
loose
{s} yarım yamalak
loose
{f} atmak
loose
{f} serbest bırakmak
الإنجليزية - الإنجليزية
loose
a player who plays many hands

    الواصلة

    a play·er who plays ma·ny hands

    التركية النطق

    ı pleyır hu pleyz meni händz

    النطق

    /ə ˈplāər ˈho͞o ˈplāz ˈmenē ˈhandz/ /ə ˈpleɪɜr ˈhuː ˈpleɪz ˈmɛniː ˈhændz/
المفضلات