Bazı insanlar tarlalarda çalışıyorlar.
 - Some people are working in the fields.
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
 - Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.
Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.
 - The wounded soldiers were left in the field.
Benim çalışma alanım dilbilimdir.
 - My field of study is linguistics.
O benim çalışma alanım değil.
 - That is not my field of work.
Meralarda dolaşmayı severim.
 - I like to roam about the fields.
Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.
 - Black people were compelled to work in cotton fields.
Tom'un çalışma alanı hukuktur.
 - Tom's field of study is law.
Bilgisayarlar her yeri işgal etti.
 - Computers have invaded every field.
Sahada yeşil çim var.
 - There is green grass on the field.
Saha gezisini çok eğitici buldum.
 - I found the field trip very educational.