a place where a battle is fought; also, the battle itself

listen to the pronunciation of a place where a battle is fought; also, the battle itself
İngilizce - Türkçe

a place where a battle is fought; also, the battle itself teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

field
{i} tarla

Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı. - Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.

Tarlalarda çalışıyorlar. - They work in the fields.

field
{i} savaş alanı

Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı. - The wounded soldiers were left in the field.

field
{f} cevabı yapıştırmak
field
{i} çalışma alanı

O benim çalışma alanım değil. - That is not my field of work.

Tom'un çalışma alanı hukuktur. - Tom's field of study is law.

field
cevaplandırmak
field
mera

Meralarda dolaşmayı severim. - I like to roam about the fields.

field
otlak
field
açık arazi
field
çalışma

Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar. - Black people were compelled to work in cotton fields.

Ana çalışma alanınız nedir? - What's your major field of study?

field

Bilgisayarlar her yeri işgal etti. - Computers have invaded every field.

field
{i} saha

Sahada yeşil çim var. - There is green grass on the field.

O bizim beyzbol sahamızdır. - That is our baseball field.

field
fırsat
field
{i} çayır; otlak, mera
field
(Tıp) Saha, alan
field
{f} (bir spor takımını) sahaya çıkarmak
field
(fiil) sahaya çıkarmak, cevabı yapıştırmak, top atmak (kriket)
field
top oyunlarında meydancı olmak
field
oyun sahası
İngilizce - İngilizce
field
a place where a battle is fought; also, the battle itself