a person living in or coming from japan

listen to the pronunciation of a person living in or coming from japan
English - Turkish

Definition of a person living in or coming from japan in English Turkish dictionary

Japanese
Japon

Japonca konuşamıyorum. - I don't speak Japanese.

Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum. - I am learning Japanese to play mahjong in Japan.

Japanese
(sıfat) Japon
Japanese
{i} Japonca

Japonca konuşamıyorum. - I don't speak Japanese.

Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum. - I am learning Japanese to play mahjong in Japan.

Japanese
Japonyalı
Japanese
Japonya

O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor. - He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.

Deniz Günü, temmuz ayının üçüncü pazartesi günü kutlanan, Japonya'nın ulusal bayramlarından biridir. - Sea Day is one of the Japanese national holidays celebrated on the third Monday in July.

Japanese
{i} (çoğ. Jap.a.nese) Japon
Japanese
{i} Japonlar

Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar. - I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it.

Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler. - The Japanese do not always make a bow as a mark of respect.

Japanese
{i} Japon halkı

Japon halkı duygularını ifade etmek için hediyeleri takas eder. - Japanese people exchange gifts in order to express their feelings.

Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler. - Some young Japanese people prefer being single to being married.

English - English
Japanese
a person living in or coming from japan

    Hyphenation

    a per·son li·ving in or com·ing from ja·pan

    Turkish pronunciation

    ı pırsın lîvîng în ır kʌmîng fırm cıpän

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən ˈləvəɴɢ ən ər ˈkəməɴɢ fərm ʤəˈpan/ /ə ˈpɜrsən ˈlɪvɪŋ ɪn ɜr ˈkʌmɪŋ fɜrm ʤəˈpæn/
Favorites