İnsan görevini yapmalı.
 - One must do one's duty.
Her insanın yapacak bir görevi vardır.
 - Each person has a duty to do.
Bir insan vazifesini yapmalı.
 - One should do one's duty.
Kanunlara uymak herkesin vazifesi.
 - To obey the laws is everyone's duty.
Senin görevin ülkeni bir yabancı işgalinden kurtarmak.
 - Your duty is to save your country from a foreign invasion.
İşi bitirmek sizin göreviniz.
 - It's your duty to finish the job.
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
 - These articles are all exempt from duty.
Bu mallar için gümrük vergisi yok.
 - These goods are free of duty.
Gümrüksüz mağazalardan herhangi bir şey almadım.
 - I didn't buy anything at the duty-free shops.
Bu mallar için gümrük vergisi yok.
 - These goods are free of duty.
Ödevsiz hak, imtiyazdır.
 - A right without a duty is a privilege.
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
 - These articles are all exempt from duty.
Vergi ödemenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.
 - We think that it's our duty to pay taxes.
I’m on duty from 6 pm to 6 am.