Definition of a part of in English Turkish dictionary
- be a part of
- parçası olmak
- part of
- (Sigorta) bir bölümü
Fransızca Kanada'nın bir bölümünde konuşulur.
-French is spoken in a part of Canada.
Hikayenin bir bölümü doğrudur.
-Part of the story is true.
- part of
- parçası
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
-But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.
Adanın her parçası incelendi.
-Every part of the island has been explored.
- part of
- (Askeri) parçası/bölümü
Related Terms
Definition of a part of in French English dictionary
- à part
- {a} apart
Apart from sports, I like listening to jazz music.
-À part le sport, j'aime écouter du jazz.
Apart from her temper, she's all right.
-À part son caractère, elle est très bien.
- à part
- {a} aside
- à part
- aside, apart, besides, separately
- à part
- aside from
Aside from this, he was in good health.
-À part cela, il était en bonne santé.
Related Terms
Turkish pronunciation
ı pärt ıvPronunciation
Resimler
Videos
... And that's the important part of keeping this task ...
... And that step three part of listening to your intuition is ...