a natural flow of ground water

English - Turkish

Definition of a natural flow of ground water in English Turkish dictionary

Related Terms

fountain

{i} çeşme

Tenis kortu yanında bir çeşme var. - There's a drinking fountain by the tennis court.

Tom su içmek için bir çeşmede durdu. - Tom stopped at the water fountain to get a drink.

fountain

{i} kaynak

fountain

{i} pınar

Şimdi çocuk zaten pınara düştü. - Now the child has already fallen in the fountain.

fountain

{i} memba

fountain

{i} fıskıye

fountain

drinking fountain içmek için suyu yukarıya fışkırtan çeşme

fountain

kaynak/fıskiye

fountain

fountainhead pınar başı

fountain

dolmakalem

Güzel bir altın dolmakalemim var. - I have a nice golden fountain pen.

Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı? - Do you have a fountain pen with you?

outflow

dışarıya akan miktar

fountain

fıskiye

fountain

asıl

fountain

köken

a flow of

bir akış

outflow

{i} sızıntı

outflow

dışarı akış

English - English

Definition of a natural flow of ground water in English English dictionary

fountain

outflow

spring

outpouring

Hyphenation

a na·tu·ral flow of ground wa·ter

Turkish pronunciation

ı näçrıl flō ıv graund wôtır

Pronunciation

/ə ˈnaʧrəl ˈflō əv ˈground ˈwôtər/ /ə ˈnæʧrəl ˈfloʊ əv ˈɡraʊnd ˈwɔːtɜr/