English - Turkish
Definition of a mysterious, exciting, or fascinating quality in English Turkish dictionary
- romance
- {i} romantizm
Tom romantizme çevirmeye çalışarak Mary ile arkadaşlığını riske etmek istemedi.
-Tom didn't want to risk his friendship with Mary by trying to turn it into a romance.
Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.
-Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.
- romance
- {i} macera
Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.
-I thought you didn't like romance movies.
- romance
- öykü
- romance
- abartmak
- romance
- hayal
- romance
- içli aşk ve serüven romanı
- romance
- {i} cazibe
- romance
- latin
Portekizce Latin kökenli bir dildir.
-Portuguese is a Romance language.
Bütün ulusal Latin dillerini öğrendim.
-I have studied all the national Romance languages.
- romance
- romantik hikâye söylemek veya yazmak
- romance
- ballandırmak
- romance
- {f} atıp tutmak
- romance
- hayali düşün
- romance
- {f} uydurmak
- romance
- macera romanı yazmak
- romance
- maceraperestlik
- romance
- latince kökenli
İngilizce, Latince kökenli kelimelerle doludur.
-English is full of Romance words.
- romance
- {i} latin dil ailesinden diller
- romance
- romantik aşk
- romance
- {i} aşk hikâyesi
Related Terms
English - English
Definition of a mysterious, exciting, or fascinating quality in English English dictionary
- romance
a mysterious, exciting, or fascinating quality
Hyphenation
a mysterious, exciting, or fas·ci·nat·ing qua·li·tyPronunciation
Resimler
Favorites