a measure that will fit into a spoon; a spoonful

listen to the pronunciation of a measure that will fit into a spoon; a spoonful
English - Turkish

Definition of a measure that will fit into a spoon; a spoonful in English Turkish dictionary

spoon
kaşık

Biz bir kaşıkla çorba yeriz. - We eat soup with a spoon.

Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi. - Tom ate a spoonful of peanut butter.

spoon
{f} çıkmak
spoon
kaşıklamak
spoon
{f} kaşıkla al
spoon
{f} oynaşmak
spoon
(Tekstil) ayırma kepçesi
spoon
{f} out -i kaşıkla dağıtmak
spoon
{f} into kaşıkla -e dökmek/aktarmak
spoon
{f} kaşıkla almak
spoon
{i} golf sopası
spoon
{i} aşık
spoon
{f} zevzeklik etmek
spoon
(isim) kaşık, kepçe, zoka, kaşık şeklinde balık yemi, aşık, golf sopası, divane
spoon
{f} flört etmek
spoon
{i} kepçe
spoon
{f} zoka ile balık avlamak
spoon
{i} kaşık şeklinde balık yemi
English - English
spoon
a measure that will fit into a spoon; a spoonful
Favorites