İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
- She was kind enough to give me good advice.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Bizi davet etmeniz büyük incelikti.
- It was kind of you to invite us.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.
- He was kind enough to take him to the shop.
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
Bu gölde çeşitli balıklar var.
- This lake abounds in various kinds of fish.
Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.