Odanın etrafında koşma.
 - Don't run around in the room.
O her sabah koşmaya gider.
 - She goes running every morning.
Hep birden koşmaya başladılar.
 - They began to run all at once.
Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
 - He stopped smoking and started running.
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
 - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
 - He wants to run for President.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymak istiyor.
 - Tom wants to run for class president.
Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.
 - He is one of the candidates running for mayor.
Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
 - I was exhausted after running the race.
I have a run in my stocking.