O, daha ileriye yürüyemedi.
 - He could not walk any further.
Ben daha ileriye gidemem.
 - I can't go any further.
Ben daha ileri yürüyemem.
 - I can't walk any further.
Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
 - I'm too tired to walk any further.
O benden daha ileriye yüzebilir.
 - She can swim further than I can.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
 - We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Başka bir işlem yapılmayacaktır.
 - No further action will be taken.
Başka bir talimata kadar sessiz kalacaksın.
 - You will remain silent until further instructed.
Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
 - We need to avoid any further delays.
Soracak başka sorunuz var mı?
 - Do you have any further questions to ask?
İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
 - Please make an appointment to come in and discuss this further.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
 - If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Washington DC is further from Europe than New York.