a giver, bestower, benefactor, friend

listen to the pronunciation of a giver, bestower, benefactor, friend
English - Turkish

Definition of a giver, bestower, benefactor, friend in English Turkish dictionary

donor
kan veren
donor
(Kanun) bağışlayan
donor
(Ticaret) bağışta bulunan
donor
hayır sahibi
donor
(kılgan/kan/vb.) bağışlayan kimse
donor
verici

Sen bir kan verici olamazsın. - You cannot be a blood donor.

Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır. - There is an urgent need for blood donors.

donor
bağışta bulunan kimse
donor
{i} veren kimse
donor
(Tıp) Transplantasyon için kendisinden organ alınan kimse, organ verici
donor
{i} bağışçı

Tom düzenli bir kan bağışçısı. - Tom is a regular blood donor.

Bugün kan bağışçılarına ihtiyaç duyulmaktadır. - Blood donors are needed today.

donor
{i} (Tıp) verici
donor
(Tıp) Transfüzyon için kendisinden kan alınan kimse, kan verici
donor
(isim) veren kimse, bağışta bulunan kimse, verici; kan veren kimse
donor
(Tıp) Sun'i döllemede kendisinden meni alınan kimse, meni verici
donor
kan veren kimse
donor
veren veya hediye eden kimse
donor
(Biyoloji) donör

Mary donör tarafından tasarlanmış ve biyolojik babasını izlemeye çalışıyordu. - Mary was donor-conceived and is trying to track down her biological father.

English - English
{n} donor
a giver, bestower, benefactor, friend
Favorites