Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir.
 - Tom is the one who wanted to get here early.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
 - Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
 - Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın.
 - You will soon get used to eating Japanese food.
JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?
 - How many minutes does it take to get to the JR station on foot?
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
 - It was hard for them to get to the island.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
 - We've got to get Tom out of here.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
 - Tom opened the trunk to get the spare tire.
Oraya varmak ne kadar sürer?
 - How long will it take to get there?
Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
 - It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
 - Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
 - Mother was busy getting ready for dinner.
Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.
 - Some people had to use false names to get work.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
 - You've got to get a steady job.
Şimdi sakıncası yoksa başlamak istiyorum.
 - Now if you don't mind, I'd like to get started.
Hemen başlamak istiyorum.
 - I'd like to get started right away.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
She may have gone out to do some shopping.
 - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
Mr. White has gone to Canada.
 - Bay White Kanada'ya gitti.
I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
 - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
I went to Kobe, where I first met her.
 - Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.
I just can't get along with him.
 - Onunla anlaşamadım gitti.
We went to London last year.
 - Geçen yıl Londra'ya gittik.
Lastly, she went to America.
 - Son olarak o Amerika'ya gitti.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
I want to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.
I wish to go to Hawaii.
 - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.