açılı

listen to the pronunciation of açılı
Turkish - English
{s} angular
angled
gon
açı
angle

We considered the problem from all angles. - Sorunu tüm açılardan düşündük.

The roof declines at a sharp angle. - Çatı keskin bir açıyla eğimlidir.

açı
(Hukuk) aspect

Let's approach this problem from a different aspect. - Bu probleme farklı bir açıdan yaklaşalım.

There are other aspects. - Diğer bakış açıları var.

açılı buldozer
angle bulldozer
açılı olma
angularity
açı
respect

I've failed in every respect. - Ben her açıdan başarısız oldum.

The two neighbouring countries differ from each other in all respects. - İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.

açı
(Havacılık) slope
açı
perspective

You need to get a new perspective. - Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.

The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny. - Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.

geniş açılı (mercek)
wide-angle
iki açılı
biangular
sekiz açılı
octangular
açı
camera angle
altı açılı
sexangular
aynı bakış açılı incil yazarları
synoptist
açı
angle;angle, point of view, standpoint bakım
açı
corner

I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant. - Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.

There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day. - Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.

açı
gonio
açı
point of view

Try to see the problem from her point of view. - Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

This is a valid point of view. - Bu geçerli bir bakış açısıdır.

açı
bevel
açı
coin

Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida. - Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.

dar açılı üçgen
acute triangle
dik açılı
normal
dik açılı
right

These two lines are at right angles. - Bu iki çizgi dik açılıdır.

dik açılı
right-angled
dik açılı
at right angles
dik açılı
rectangular
dört açılı
tetragonal
dört açılı şekil
tetragon
eş açılı
isogonic
eş mıknatıs eğim açılı
isoclinic
eşit açılı
equiangular
geniş açılı
obtuse angled
geniş açılı
wide-angle
geniş açılı
periscopic
geniş bakış açılı
panoramic
geniş görüş açılı ön cam
panoramic windshield
on açılı
decangular
oniki açılı şekil
dodecagon
sekiz açılı
octagonal
yedi açılı
heptagonal
yedi açılı çekil
septangle
çok açılı
multangular
çok açılı
multiangular
Turkish - Turkish

Definition of açılı in Turkish Turkish dictionary

AÇI
(Osmanlı Dönemi) Bak: Zâviye
Açı
zaviye
açı
Birbirini kesen iki yüzeyin veya iki doğrunun oluşturduğu çıkıntı
açı
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarı doğru arasındaki açıklık
açı
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi: "Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi."- H. Taner
açı
Görüş, bakım, yön
açı
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
açı
Objektifin gördüğü alan
açılı
Favorites