To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
- Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
He gave us the signal to begin.
- O, bize başlamak için sinyal verdi.
His plan was to start on Monday.
- Onun planı pazartesi günü başlamaktı.
You'll have to start at once.
- Derhal başlamak zorunda kalacaksın.
I have to get to work.
- Çalışmaya başlamak zorundayım.
I want to get to work.
- İşe başlamak istiyorum.
Come on in. We're just about to get started.
- İçeri gelin. Başlamak üzereyiz.
The secret of getting ahead is getting started.
- İlerlemenin sırrı başlamaktır.
I want to get to work.
- İşe başlamak istiyorum.