şeytanlı

listen to the pronunciation of şeytanlı
Turkish - English
daemonic [Brit.]
daemonical [Brit.]
demonic
{s} daemonic
daemonical
şeytan
demon

That kid is a little demon. - Bu çocuk küçük bir şeytan.

The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit. - Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.

Şeytan
{i} Satan

The prince of darkness means Satan. - Karanlığın prensi Şeytan anlamına gelir.

Sami was Satan in Layla's eyes. - Sami, Leyla'nın gözlerinde Şeytan'dı.

şeytan
{i} devil

Speak of the devil, here comes Kathy. - Şeytanı an, Kathy'i gör.

Tom isn't very good at playing the devil's advocate. - Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.

şeytan
Lucifer
şeytan
{i} fiend
şeytan
Satan, the Devil; demon, devil; crafty, cunning, sly
şeytan
bogey
şeytan
evildoer
şeytan
mephistopheles
şeytan
the devil

Speak of the devil, here comes Kathy. - Şeytanı an, Kathy'i gör.

A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it. - Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

şeytan
bogie
şeytan
bogy
şeytan
dickens
şeytan
hellhound
şeytan
sly
şeytan
imp

Impulsiveness is the devil. - Düşünmeden hareket etmek şeytandır.

şeytan
father of lies
Şeytan
(Teoloji, Tanrıbilim) shaitan
şeytan
deil
şeytan
the fiend
şeytan
cloven foot
şeytan
the old dragon
şeytan
Prince of Darkness
şeytan
archenemy
şeytan
cloven hoof
şeytan
wily
şeytan
arch-fiend
şeytan
Satan, the Devil, Sheitan, Shaitan
şeytan
devil, fiend, demon
şeytan
the evil one
şeytan
cunning

That man is one cunning devil! - O adam kurnaz bir şeytan!

şeytan
deuce
şeytan
daemon [Brit.]
şeytan
artful
şeytan
crafty
şeytan
the Enemy
şeytan
clever and mischievous (child)
şeytan
crafty and malevolent (person)
şeytan
the Tempter
şeytan
beelzebub
şeytan
{i} Belial
şeytan
knowing
şeytan
arch fiend
şeytan
bogle
şeytan
succubus

I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus! - Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

şeytan
{i} daemon
şeytan
archfiend
şeytan
cacodemoncacodaemon
şeytan
tempter
şeytan
old scratch
şeytan
adversary
Turkish - Turkish

Definition of şeytanlı in Turkish Turkish dictionary

ŞEYTAN
(Osmanlı Dönemi) İblis. (Cenab-ı Hakk'ın emrine isyan ettiğinden rahmetinden kovulmuş, şerleri ve muzır şeyleri temsil eder ve ateşten yaratılmıştır. Bütün melekler Cenab-ı Hakk'ın emriyle Hazret-i Âdem'e secde ettiği halde Şeytan: "O, topraktan yaratılmıştır, ben ateşten yaratıldım. Ben ondan daha kıymetli ve yükseğim" diye kibirlenerek, Cenab-ı Hakk'ın emrine karşı gelmiş ve Hazret-i Âdem'e secde etmediğinden, Allah'ın rahmetinden kovulmuştur.(Melâikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur. Makaml
Şeytan
(Osmanlı Dönemi) FETTAN
Şeytan
iblis
Şeytan
(Osmanlı Dönemi) TAGUT
şeytan
Kötü düşünce, kötü niyet
şeytan
Halk efsanelerinde ve sonraki büyük dinlerde kötülüğün simgesi
şeytan
Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse. Çok kurnaz, uyanık (kimse)
şeytan
Çok kurnaz, uyanık (kimse)
şeytan
Ayvalık yakınlarında bir ada
şeytan
Din kitaplarına göre isyancı meleklerin, kötü ruhların başı olarak nitelenen varlık
şeytan
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten melek
şeytan
hannas
şeytan
yek
şeytan
(Osmanlı Dönemi) LEYTAN
şeytan
(Osmanlı Dönemi) İblis
şeytanlı
Favorites