We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
We sang, danced and chatted after dinner.
- Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
John played guitar and his friends sang.
- John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
I heard the boys singing.
- Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
She has never sung a song with him.
- O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.
Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllarca şarkı söylemedi.