Tom is a renowned chef.
- Tom ünlü bir aşçıbaşı.
A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
- Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
There are many more vowels in French than in Japanese.
- Fransızcada Japoncadan çok daha fazla sayıda ünlü vardır.
French has many more vowels than Japanese.
- Fransızcanın Japoncadan daha çok ünlü harfleri var.
Her book is famous not only in England but also in Japan.
- Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
Justin Bieber is more famous than Katie Holmes.
- Justin Bieber, Katie Holmes'tan daha ünlüdür.
Tom doesn't have great people skills.
- Tom ünlü insan yeteneklerine sahip değil.
Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.
- Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
The most celebrated saint in Brazil is Saint Anthony.
- Brezilya'da en ünlü aziz Saint Anthony'dir.
In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence.
- 1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.
Who's your favorite celebrity?
- Senin en sevdiğin ünlü kimdir?
You're a celebrity now.
- Sen artık bir ünlüsün.
She wants to be a celebrity.
- O ünlü biri olmak istiyor.
Mary enjoys being a celebrity.
- Mary bir ünlü kişi olmaktan hoşlanır.
I didn't know Tom was famous when we started dating.
- Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.
Tom is a famous movie star.
- Tom ünlü bir film yıldızıdır.
She is famed as a soprano.
- O bir soprano olarak ünlüdür.
He who has skill and art, becomes famed in the world.
- Yeteneği ve sanatı olan bu dünyada ünlü olur.
Tom's father was a noted mathematician.
- Tom'un babası ünlü bir matematikçiydi.
She is a noted singer.
- O, ünlü bir şarkıcıdır.
Sami wanted to go to a big city and be rich and famous.
- Sami büyük bir şehre gitmek ve zengin ve de ünlü olmak istedi.
San Francisco is known for its fog and its hills among other things.
- San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür.
This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.
- Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı.