North Africans are more or less like Italians. We're all people who live around the Mediterranean Sea and we share many cultural traits.
 - Kuzey Afrikalılar az çok İtalyanlar gibidirler. Hepimiz Akdeniz çevresinde yaşayan insanlarız ve birçok kültürel özellikleri paylaşırız.
Japan has many distinctive traits.
 - Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
Specifications and price are subject to change.
 - Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
She believes that jade has medicinal properties.
 - O, yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanmaktadır.
There are no common properties shared by all games.
 - Tüm oyunlar tarafından paylaşılan ortak özellikler yoktur.
She was a girl with finely chiseled features.
 - O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.
Can you tell us about some of the natural features of that area?
 - O bölgenin doğal özelliklerinin bazılarından bahsedebilir misiniz?
These are characteristics of the spoken language.
 - Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
Japan has many different characteristics.
 - Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
Could you explain all the safety features to me once again?
 - Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
Kate has very good features.
 - Kate'in çok güzel özellikleri var.
Superconductivity is a physical property.
 - Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
Superconductivity is a physical property.
 - Süperiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
Japan has many different characteristics.
 - Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
 - Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
 - Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
 - Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
 - Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
 - Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
 - Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
North Africans are more or less like Italians. We're all people who live around the Mediterranean Sea and we share many cultural traits.
 - Kuzey Afrikalılar az çok İtalyanlar gibidirler. Hepimiz Akdeniz çevresinde yaşayan insanlarız ve birçok kültürel özellikleri paylaşırız.
The teacher particularly emphasized that point.
 - Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
I want to emphasize this point in particular.
 - Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
Specifications and price are subject to change.
 - Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
Tom wasn't feeling particularly talkative.
 - Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
I have nothing in particular to do tomorrow.
 - Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.
It is important to pay special attention to your love life.
 - Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
She was a girl with finely chiseled features.
 - O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.
Kate has very good features.
 - Kate'in çok güzel özellikleri var.