Excuse me, I think you're sitting in my seat.
 - Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
Excuse me for being late.
 - Geç kaldığım için özür dilerim.
I'm sorry I was so rude.
 - Öyle kaba olduğum için özür dilerim.
Sorry to trouble you, but my car is broken, can you help me?
 - Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama arabam bozuldu, yardım edebilir misin?
Pardon me for asking.
 - Sorduğum için özür dilerim.
Pardon me for interrupting you.
 - Sözünü kestiğim için özür dilerim.
Excuse me for interrupting.
 - Sözünü kestiğim için özür dilerim.
Excuse me for being late.
 - Geç kaldığım için özür dilerim.
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
 - Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
 - Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
Tom smiled apologetically and left the room.
 - Tom özür diler gibi gülümsedi ve odayı terk etti.
Tom looks apologetic.
 - Tom özür dileyen görünüyor.