Turkish - English
Definition of çelme in Turkish English dictionary
- trip
You always like to trip me up, don't you?
-Bana çelme takmak her zaman hoşuna gidiyor, değil mi?
Tom tried to trip me.
-Tom bana çelme takmaya çalıştı.
- stumble
- çelme takmak
- trip up
- çelme takmak
- trip
You always like to trip me up, don't you?
-Bana çelme takmak her zaman hoşuna gidiyor, değil mi?
- çelme takmak
- Trip up, trip
- çelme atmak/takmak
- 1. to trip (someone) (with one's foot). 2. to sabotage, undercut (someone, a project)
- çelmek
- dissuade
- çelmek
- tempt
- çelmek
- divert
- çel
- tempted
- ayakına çelme takmak
- 1. to trip up. 2. to prevent (another's) success
- ayağına çelme takmak
- to trip up
- çelmek
- to be in contradiction with
- çelmek
- to wrap (a cloth) over one's head and tie its ends together
- çelmek
- (top) swerve
- çelmek
- to wipe out, negate, void
- çelmek
- to trip (someone) (with one's foot)
- çelmek
- to change (someone's mind)
- çelmek
- to divert, change (someone's) course
- çelmek
- to divert, to deviate; to dissuade, to tempt
- çelmek
- to cut (cloth) on the bias
- çelmek
- to uncover (a deficiency or shortage)
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çelme in Turkish Turkish dictionary
- Arkadan hafifçe bağlanan baş örtüsü
- Çelmek işi
- Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma
- çel
- Yeni biçilmiş ot
- çelmek
- Birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek
- çelmek
- Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek: "En tutulmaz penaltıları çeler, ama bazen de bakarsın, bacak arasında en olmayacak golleri yerdi."- H. Taner. Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak
- çelmek
- Örtünüp iki ucunu bağlamak
- çelmek
- Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak
- çelmek
- Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek
- çelmek
- Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak
- çelmek
- Düşürmek
- çelmek
- Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek
- çelmek
- Kendi yanına çekmek, sempatisini, sevgisini kazanmak