çıngırak

listen to the pronunciation of çıngırak
Turkish - English
{i} rattle

I received a rattle as a gift for Purim. - Purim için bir hediye olarak bir çıngırak aldım.

A rattlesnake's bite is filled with poison. - Bir çıngıraklı yılanın ısırığı zehirle doludur.

bell
small bell; (oyuncak) rattle
knocker
sleigh bell
Turkish - Turkish
İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal yuvarlak nesne
Küçük çan
Küçük çan: "Sıcaktan o kadar bunalmıştık ki uğuldayan kulaklarımız, eski usul saç kapıya asılı iri çıngırağın sesini kavrayamadı."- R. H. Karay. İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal yuvarlak nesne: "Kollarını, çıngırağı tutmak istermiş gibi, oynatıyor, ileriye geriye, iki yana."- A. İlhan
çıngırdak
çıngır
homi
çıngırak
Favorites