çıngırak

listen to the pronunciation of çıngırak
Türkçe - İngilizce
{i} rattle

Tom was bitten by a rattlesnake. - Tom bir çıngıraklı yılan tarafından ısırıldı.

The baby was playing with a rattle. - Bebek bir çıngırakla oynuyordu.

bell
small bell; (oyuncak) rattle
knocker
sleigh bell
Türkçe - Türkçe
İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal yuvarlak nesne
Küçük çan
Küçük çan: "Sıcaktan o kadar bunalmıştık ki uğuldayan kulaklarımız, eski usul saç kapıya asılı iri çıngırağın sesini kavrayamadı."- R. H. Karay. İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal yuvarlak nesne: "Kollarını, çıngırağı tutmak istermiş gibi, oynatıyor, ileriye geriye, iki yana."- A. İlhan
çıngırdak
çıngır
homi
çıngırak