(see grapevine)

listen to the pronunciation of (see grapevine)
English - Turkish

Definition of (see grapevine) in English Turkish dictionary

weave
örme

Büyük annem giysiler örmeyi seviyor. - My grandmother likes to weave things.

Bu türde örümcekler ağ örmezler. - This type of spider doesn't weave a web.

weave
bükmek
weave
zikzak yaparak ilerlemek
weave
dolamak
weave
sunmak
weave
önermek
weave
kıvırmak
weave
sarmak
weave
{f} doku

Onları nerede dokudun? - Where did you weave them?

Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir. - Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.

weave
zikzak yapmak
weave
atkılamak
weave
(fiil) dokumak, örmek, serpiştirmek, katmak, karıştırmak, kurmak, yapmak, zikzak yapmak, zikzak çizmek
weave
{f} karıştırmak
weave
{f} katmak
weave
(isim) dokuma, örme
weave
{f} serpiştirmek
weave
örme/dokuma
weave
x zikzak yap/kur/ör/doku
English - English
weave
(see grapevine)
Favorites