eaker

listen to the pronunciation of eaker
İngilizce - Türkçe

eaker teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

used
{s} kullanılmış

Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı. - Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.

Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi. - My brother bought a used car, so it was not very expensive.

used
{s} kullanılmış; elden düşme, eski: He sells used books. Eski kitap satıyor. I don't want a used car. Kullanılmış araba istemem
used
{f} kullan

Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır. - Uranium is used in the production of nuclear power.

Na'vi dili Avatar'da kullanılır. - Na'vi language is used in Avatar.

used
eskiden

Eskiden bardak altlıklarını toplardım. - I used to collect coasters.

Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım. - I used to be a night owl, but now I'm an early riser.

used
tükenmek
used
alışkın

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

Ne zaman yatmaya alışkınsın? - What time are you used to going to bed?

used
kullanılan

Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor. - The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.

Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur. - Windows is the most used operating system in the world.

used
eski

Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler. - Soccer is more popular in Japan than it used to be.

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır? - Is eating fish as healthy now as it used to be?

used
(to ile) alışkın
used
yap(mak)
used
{s} to -e alışık, -e alışkın: I'm used to it. Ona alışığım
used
eskiden olduğu kadar

Tom eskiden olduğu kadar sıska değil. - Tom isn't as skinny as he used to be.

Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil. - My body is not as flexible as it used to be.

used
He used to come at eight Eskiden saat sekizde gelirdi
used
be used up çok yorulmak
used
idi

Tom eskiden basketbol antrenörü idi. - Tom used to be a basketball coach.

Biz eskiden komşu idik. - We used to be neighbours.

used
bitkin hale gelmek
used
alışık

Askerler tehlikeye alışıktırlar. - Soldiers are used to danger.

Bu ısıya alışık değilim. - I'm not used to this heat.

İngilizce - İngilizce
used
eaker