Şimdi içecekleri şipariş etmek istiyorum.
- I would like to order drinks now.
İçecekler ister misiniz?
- Would you care for drinks?
Hadi ama, içkiler benden.
- Come on, drinks are on me.
İçkileri getirmenize güveniyor olacağım.
- I'll be counting on you to bring the drinks.
Çok fazla içmek tehlikelidir.
- It is dangerous to drink too much.
Bu su içmek için güvenli.
- This water is safe to drink.
Son zamanlarda, o çok fazla içki içiyor.
- Recently, he's been drinking too much.
O içtiğinde farklı bir kişi oluyor, bu yüzden onunla içki içmeyi sevmiyorum.
- He's a different person when he's drunk, so I don't like to drink with him.
Lütfen bana bir içecek verin.
- Give me a drink, please.
Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
- Do you have alcohol-free drinks?
Canım içki içmek istiyor.
- I feel like having a drink.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Deniz suyu içmek insanlar için ölümcül olabilir.
- Drinking seawater can be deadly to humans.
Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.
- You can't drink seawater because it's too salty.
Duş aldıktan sonra biraz meşrubat içtim.
- After taking a bath, I drank some soft drink.
Davetiye patlamış mısır ve meşrubat hizmeti verileceğini söylüyordu.
- The invitation said that popcorn and soft drinks would be served.
Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.
- We generally drink tea after a meal.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Bu su içmek için güvenli.
- This water is safe to drink.
Biraz su içmek istiyorum.
- I want to drink some water.
İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.
- Absorbing information on the internet is like drinking water from a fire hydrant.
Tom alkolsüz içecekleri sever.
- Tom likes soft drinks.
O, zayıflamak için alkolsüz içecekler yerine su içmeye karar verdi.
- She decided to drink water instead of soft drinks in order to lose weight.
Tom Mary'den içilecek şeyler istedi.
- Tom asked Mary for something to drink.
Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.
Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
- Drinking on an empty stomach is bad for your health.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
- Do you have alcohol-free drinks?
Can I buy you a drink?.
You can lead a horse to water but you can't make him drink.
He drank the water I gave him.
She has a problem with the drink.
He was about to take a drink from his root beer.
If he doesn't pay off the mafia, he’ll wear cement shoes to the bottom of the drink!.
... charge more three times more for their drinks and could go the charge less ...