The year the war ended, I was born.
- Savaşın bittiği yıl doğmuşum.
He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
- O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
May I have your birth date?
- Doğum tarihinizi alabilir miyim?
Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
- Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
A sure method to be rich is to be born rich.
- Zengin olmak için kesin bir yöntem, zengin doğmuş olmaktır.
Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
- Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
Yesterday was my seventeenth birthday.
- Dün onyedinci doğumgünümdü.
A newborn baby is 78 percent water. Adults are 55-60 percent water.
- Yeni doğmuş bir bebeğin yüzde 70'i sudur. Yetişkinlerin yüzde 55-60'ı sudur.
Mr. Tanaka showed us many pictures of his newborn baby.
- Bay Tanaka bize yeni doğmuş çocuğunun bir sürü resmini gösterdi.
I feel like I've been reborn.
- Yeniden doğmuşum gibi hissediyorum.
If I were reborn, I would want to learn the violin.
- Yeniden doğmuş olsaydım keman öğrenmek isterdim.