doğaçlama

listen to the pronunciation of doğaçlama
Türkçe - İngilizce
improvisation

My improvisations are tolerably good. - Benim doğaçlamalarım görece iyidir.

My improvisations are terrible. - Benim doğaçlamalarım berbattır.

impromptu

I called a few friends and we had an impromptu party. - Birkaç arkadaşı aradım ve doğaçlama bir parti verdik.

jumped up
ad-lib

He forgot part of his speech and had to ad-lib for a while. - Konuşmasının bir bölümünü unuttu ve bir süre doğaçlama yapmak zorunda kaldı.

happening
perform without preparation
improvisational
improvision
ad lib
extemporization
doğaçlama yapmak
improvise

I suppose I'll just have to improvise. - Sanırım sadece doğaçlama yapmak zorunda olacağım.

Tom was forced to improvise. - Tom doğaçlama yapmak zorunda kaldı.

doğaçlama caz dinletisi
jam session
doğaçlama oynamak
pong
doğaçlama sanatçısı
happening artist
doğaçlama çalmak
(caz) jam
doğaçlamak
ad-lib
Türkçe - Türkçe
Oyuncunun, konuya bağlı fakat metne bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi konuşması ve davranmasıdır. Oyuncunun doğaçlama anında sunduğu hareketler ve sözler, spontan bir biçimde ortaya çıkar
O anda, birdenbire, içine doğduğu gibi
Doğaçlamak işi. O anda, birdenbire, içine doğduğu gibi
Doğaçlamak işi
irticalen
doğaçlama tiyatro
İçten geldiği gibi, irticalen gerçekleştirilen oyun, tulûat tiyatrosu
doğaçlamak
Birdenbire ve içine doğduğu gibi söylemek, irticalen dile getirmek
doğaçlamak
O anda şiir söylemek, irticalen şiir söylemek
doğaçlamak
Bir metne dayanmadan, içe doğduğu gibi konuşmak ve oynamak
doğaçlama