Everybody wished he had been elected governor.
- Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
- Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
Excuse me, I think you're sitting in my seat.
- Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
Excuse me for interrupting, I've got something to tell you.
- Kestiğim için özür dilerim, size anlatmam gereken bir şey var.
Tom wished he had a decent job.
- Tom düzgün bir işi olmasını diledi.
She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
I named my daughter Nairu wishing her long life.
- Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.
Sorry to trouble you, but my car is broken, can you help me?
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama arabam bozuldu, yardım edebilir misin?
I'm sorry for what I have done.
- Yaptıklarımdan dolayı özür dilerim.
I must beg your pardon.
- Ben sizden özür dilemeliyim.
Tom was beginning to wish he had stayed in the navy.
- Tom donanmada kalmış olmayı dilemeye başladı.